Uyum Zirvesine bir hukuki bakış
Eyalet İçişler bakanları mayıs başında geleneksel konferanslarını Baveryada gerçekleştirdiler. Gündemde Alman Vatandaşlığı ve “Uyumpaketi” vardı.
Uyum Zirvesi yoksa uyutma zirvesi mi?
Vatandaşlık, almanca bilmek, uyum sağlamak, zorunlu evlilikler günde medyada yer alan konular.Hatun Sürücünün öldürülmesinden ve Berlin Rütli okulundaki olaylardan sonra Başbakan Merkel 14 Temuzda gerçekleşecek bir uyum Zirvesine davet etti. Kimlerin hangi kriterlere göre çağırıldığı açık değil.
Tartışmaların medyada geniş bir yer alması bir tesadüf değil. 2005 de yürürlüğe geçen Göç Kanunundan sonra en geniş yasa değişikliliğinin tasarısı ortaya konuldu. Sene başında İçişler bakanlığı tarafından gündeme gelen bu tasarı medyada aynı dikkatle yer almıyor. Oysa konular birbirine çok bağlıdır.
Yasa tasarasına göre 2005 deki yürürlüğe giren kanunlarla getirilen bazı hakların geri alınması veya zorlaştırılması planlanıyor. Gerekçe olarak Avrupa Birliğinden gelen tam 11 Yönetmeliğin iç hukuka (Alman mili hukukuna) dönüştürülmesi gerektiği öne sürülüyor. Yasa değişikliği kaçınılmaz veya Almanyanın yetki dışında kaldığı gibi gösteriliyor. Tasarıyı değerlendirdiğimizde tam tersi bir senaryo izleye biliyoruz. AB Yönetmeliliklerinde zorunlu olmayan kısıtlamalar getiriliyor. Buda tasarının asıl amaçlarını ortaya koyuyor. Göç Yasası olarak adlandırılan yasa paketi başlangıçtan beri İçişler Bakanlığı tarafından göçü engelleme yasası olarak değerlendiriliyor.
Aile birleştirme projesi ve zorunlu evlilikler
Yasal çerçevede özelikle aile birleşmesi yoluyla Almanyaya gelmeyi başaran insanlar var. Kanunen aile birleşmesini tamamen engellemek mümkün değil. Alman Anayasa Makemesi 1987 yılında zamanında Baverya ve Baden Württemberg eyaletlerindeki uygulanan bekleme sürelerini anayasaya aykırı olduğunu hüküm etti.
Tam 20 yıl sonra aile birleşmesinde tekrardan 3 yıla kadar bir bekleme süresi getirilmesi planlanıyor. 21 yaşını doldurmadan bir eş Almanyaya gelemiyecek. Almanyaya gelmeden önce almanca bilmesi şart konulacak. Bunun zorunlu evlilikleri engelemek için gerekli olduğu idda ediliyor. Oysa hiç bir zorunlu evlilik böylece engellenmiyecektir. Tam tersine bağlılıklar daha büyüyecektir. Kadınlar yöreye ve usullere göre en azından eşinin akrabalarına 3 yıl hizmet verecekler. Çocuk yurtdışında doğduğu takdirde 2 ve 3 yıl babasız büyüyecek.
Afrika kıtasından veya Türkiyeden ailesinin yanına temel haklarına dayanarak gelmek isteyen eş ise Almanyaya adım atmadan öncesi yeterli almanca öğrenecekmiş. Elbistanda, Heratda, Malide bu insanlar nerede almanca öğrensinler? Doğumdan dolayı belirli şartlarda Alman Vatandaşı olma imkanıda (ius soli) engellenmiş olacaktır (Alman Vatandaşlık Kanunun 4 maddesine bakınız). Süresiz ikamet hakkı (Niederlassungserlaubnis) daha bir yıl uygulanmasına rağmen bir saldırıya uğruyor.
Tasarıya göre geçimini sadece sürekli ve güvenilir gelirle temin edebilen bu haktan faydalana bilecek. Aynı çatı altında yaşayan aile fertleri varsa onların geliride temin edilmesi şart olacak. Almanyanın ekonomik sıkıntılarında bireyin kendisi ve ailesi için sürekli ve güvenilir bir geliri temin etmesi oldukça zor.
Gençlere darbe
Vatandaşlık konusunda en büyük darbe gençlere yönelik sunulan kolaylıkların geri alınması olacak. Şuandaki kanuna göre 16 ve 23 yaşındaki bir genç geçimini sağlıyamıyorsa (işşizlikden veya okul eğitiminden dolayı vs.) alman vatandaşı ola biliyor.Tasarıya göre gençlerde artık geçimini sağlamak zorunda kalacaklar. Tasarının ocak ayındaki metnindeki gerekçesine baktığımız zaman çalışmak ve uyum sağlamak istemeyen gençler ödüllendirilmemesi için kanun değişikliği gerekli görülmüş. Protestolar sonrası bu gerekçe mart ayının metninden çıkarılmış ama tasarıdada bir değişlik yapılmamış. Aynı zihniyet devam etmektedir; sadece deşifre edilmesi kolay olmayacaktır. İş piyasasında ve eğitim alanlarında göçmen gençleri için büyük engeller mevcut olduğu bilinmesine rağmen sorunun kaynağı gençler gösteriliyor.
Alman vatandaşı olmak isteyen kişi önce kendisinin ödeyeceği hazırlık kursuna gitmesi gerekecek veya Almanya hakkında yeterli bilgisi olması zorunlu olacak. Almanca bilgisi Avrupa Konseyinin ortak refersans dil standartlarına göre yeterli olması gerekecek. Eşit haklar sunulmadıkça topluma uyum gerçekleştirelemez. Bu geçmişte doğru bir tespitdi gelecek içinde doğru bir tespittir.
Rechtsanwalt Ünal Zeran
Schulterblatt 124
D-20357 Hamburg
Bürogemeinschaft Schulterblatt 124
Tel. 040-43 13 51 15
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! internet www.bg124.de