Familiennachzug

Anzeige Werbung Kanzleien Anzeige

YENİ GÖÇ YASASINDA AİLE BİRLEŞMESİ (3)

28. Auğustos’da yürürlüğe giren Yeni Göç Yasası ne içeriyor? Yapılan yeni düzenlemeler Alman Anayasası’na uygun mu? Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri karşısında yeni yasanın durumu nedir? Avrupa Konseyi Sözleşmesi bu konuda ne diyor? Yazı dizisi.

Göç Yasası’nın 30. maddesi’nin birinci fıkrası bir yabancının nasıl eşiyle aile birliği kurabileceğini düzenlemiş. Buna göre:

Bir yabancının,eşini yanına getirebilmesi için
1. Eşlerin 18 yaşını tamamlamış olması

2. Eşin basit bir düzeyde kendisini Almanca dilinde ifade edebilmesi ve

3. Almanyadaki eş
a) Bir yerleşme izni (Niederlassungserlaubnis) ile ikamet ediyor ise,

b)AB ülkelerinden birinde sürekli bir ikamet izni bulunuyor ise (Daueraufenthalt EG)
c)Göç Yasası’nın 20 paragrafı ve 25. paragrafı’nın 1. ya da ikici fıkrasına göre bir ikamet iznine sahip ise,
d) İki yıldan beri ikamet izni bulunan ve aynı yasanın 8. paragrafının 2. fıkrası gereği bir ek şart ile damgalanmamış ikamet izni bulunması ya da daha sonra verilecek olan bir yerleşim izninin herhangi bir yasal düzenleme ile imkânsız hale getirilmemiş olması,
e) İkamet izni sahibi ise ve bu izini Almanya sınırları içerisinde kural olarak bir yıldan daha fazla uzayacak ise,
f) ya da Göç Yasası’nın 38. Paragrafının a bendi gereğince bir ikamet izni sahibi olmak, AB üyesi ülkelerden herhangi birinde ortak yaşamı sürdürmeye haiz uzun süreli bir ikamet izni varsa, bu kişinin aile birleşimi yoluyla getirdiği eşine ikamet izni verilir, diyerek yabancıda olması gereken ikamet izini statüsünü açıklıyor.

AİLE BİRLEŞİMİNDE ASGARİ YAŞ ŞARTI: 18

Göç yasasının 30. maddesi evlenecek olan yabancı çiftlerin evlendikten sonra aile birleşimine dayalı bir ikamet izni talep edebilmelerini, evlenen çiftlerin 18 yaşını tamamlama şartına bağlamış. Yasanın gerekçesinde bu düzenleme ile yaşı küçük olanların zorla büyüklerle evlendirilmesinin önüne geçilmek, ve bu şekilde evlenenlerin Almanya’ya gelmesini önlenmesinin amaçlandığı belirtilmiş.

Burada sadece yaş sınırı dikkate alınmış. 18 yaşından önce yasal dir şekilde evlenme hakkı olması ilgilendirmiyor.

İlk yasa tasarısında tartışılan 3 yıl bekleme süresi veya yaşsınırı’nın 21 olmasın’dan vazgeçilmiştir.

ALMANCA BİLGİSİ

En çok tartışılan ve aile birleşiminde en çok sorun yaratacak konu ise aile birleşiminde yabancı çiftlerden aranan Almanca bilgisi şartı Göç Yasası’nın 30. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiş.
Yabancı biri evlenerek Almanya’ya getirmek istediği eşine, Almanya’da ikamet izni yalnızca Almanya’ya gelecek olan yabancı eşin kendini ifade edebileceği basit bir Almanca bilgisine sahip olması ile mümkündür.

Bu şart Göç Yasası’nın 28. paragrafının 2. fıkrasına göre yurt dışından evlendiği eşini getirmek için aile birleşimine başvuran Alman vatandaşından da isteniyor.

Dil bilme koşulundan muaf olanlar ise Göç Yasası’nın 30. maddesinde belirtilmiş.

Bunlar; yüksek nitelikli bilim adamları veya yatırımcılar (madde 19 - 21), çok az uyum ihtiyacı içerisinde olanlar ve özellikle resmi mülteci statüsü tanınmış sığınmacılar, Almanca kendini ifade şartına tabi değil.
Bunun dışında hastalıkları veya özürlülükden ötürü dil öğrenemeyen veya konuşamayanlar da dil bilme şartına tabi değil.

JAPON’A AMERİKALI’YA ANDORALI’YA DİL ŞARTI YOK

Yasa koyucu, uzun süreden beri kendi ülkesinin vatandaşlığına bağlı olarak Almanya’da vizeye tabi olmaksızın ikamet edebilenleri belirlemiş: Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Honduras, Andora, San Marino, Japonya, Güney Kore, İsrail, Avustralya vatandaşlarından dil bilme koşulu talep edilmiyor.

Kendi ülke vatandaşından beklediği dil bilme şartını yukarıdakı ülke vatandaşlarından beklemiyor. Bu tercihi hiç bir zorunluluk olmamasına rağmen yapıyor.
Serbest dolaşım hakkına sahip olan AB Vatandaşından zaten yasal olarak bu şartı getiremiyor.

Federal Hükümet’in ‘’ yeterli düzeyde dil bilme şartı’’nı talep etmesi AB Direktifin’in 7. maddesinin ikinci fıkrası ‘’ üye devletler uyum konusunu düzenleyebilirler şeklindeki hükmüne uygun sayıla bilinir. Ancak, direktif üye devletlere bu konuda bir yasal düzenleme yapmak zorundadır, demiyor, sadece bu önlemleri alabilir diyor. Buradan hareketle, uyum tedbirleri ve basit bir Almanca bilgisine karşı eşit muameleyi içermiyor, şeklinde bir yargıya varılabilir. Kaldı ki AB Direktifinde ‘’ dil kursu başarıyla bitirilmelidir’’ şeklinde bir hükümde yoktur.

Bu açıdan AB Direktifi amaç olarak aşılmış, direktifde arzulanan amacın çok ilerisine geçilmiş ve böylelikle bu düzenleme amaç yönünden 2003/86/EG tarihli AB Direktifine aykırı hale gelmiştir. Almanya en basitinden uyum ile ilgili önlemleri alırken bunun Almanya’da olanaklarını oluşturabilirdi. Şayet Federal Hükümet, dil bilme konusunda bir önlem aldığını ve bu önleminde AB Direktifin’nde yer aldığını iddia ediyorsa, bunun uyumla ilgili önlemlerini ve alt yapısını kendi topraklarında oluşturabilirdi ve bu sürece böylelikle katılabilirdi.

İşin anayasaya hukuku açısından düşündürücü olan tarafı ise, anayasal mahrumiyet durumunun göz önüne alınmamış olmasıdır. Bu durum haddinden fazla yasallaştırma olarak değerlendirilebilir. Bir diğer düşündürücü olan tarafı ise bir Alman’dan istenen şartların ABD, Japonya ve yukarıda sayılan ülke vatandaşlarında istenmemesinin açıkça bir ayrımcık olmasıdır. Almanlarda en az Amerikalılar kadar kolay Almanya’da aile kurma hakkına sahip olmalıdır.

Mülteci statüsünü hak etmiş olan bir kişi kabül edildiği tarihinden 3 ay içinde aile birleşmesine başvurduğu takdirde hem dil bilme şartı hemde gelir geçim şartı aranmadan aile birleşmesini gerçekleştire bilir.

İKAMET İZNİNİN SÜRESİ

Göç Yasası’nın 27. maddesi’nin 4. fıkrasında düzenlenen yabancı eşin aile birleşimi nedeniyle ikamet izini talebinde bulunan eşine verilecek ikamet izinin süresi şu şekilde düzenlenmiştir. Yukarıdaki şartları taşıyan bir :‘’ikamet iznine sahip yabancının aile birleşimi yoluyla Almanya’dan ikamet izni talebinde bulunan eşine ‘’en az bir yıllık’’ ikamet izni verilir. Verilecek ikamet izni, getirecek kişinin ikamet izninin türüne, süresine bağlı olduğu gibi, ikamet izni başvurusunda bulunan kişinin pasaportunun geçerlilik süresine de bağlıdır.’’

İKAMET İZİNİNİN UZATILMASI

İkamet izninin uzatılmasında, ikamet izninin uzatılması genel esasları uygulanır.
Göç Yasası’nda yapılan değişikliklerin yürürlüğe girmesinin ardından, ikamet izninin uzatılması sırasında basit bir Almanca bilgisinin ispatlanması da talep edilmek zorunda. Bu şart ikamet izinlerinin uzatılmasında problemlere yol açacak.
Ancak, Türk vatandaşlarının AB ile Türkiye arasında bulunan ortaklık ilişkisinden ve hukukundan kaynaklanan hakları bulunmaktadır. Buna göre, Türk vatandaşlarının statülerinde kötüleştirici, geriye götürücü düzenlemeler yapılamayacağı kuralı burada işleyeceğinden, ikamet izini uzatmalarında Türk vatandaşlarından basit Almanca bilgisini ispatlamaları istenemez kannatındayım.

Yazının son bölümünde Almanca bilme şartı, yaş sınırı ve uygulamnın Alman Anayasasına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Avrupa Konseyi Vatandaşlık Sözleşmesine aykırı olduğu ele alınacaktır.

© Avukat Ünal Zeran
Schulterblatt 124
D-20357 Hamburg
Tel. 040-43 13 51 10
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!internet www.bg124.de